Çocuk Travması Hakkında
Travmatik Olay Nedir?
Travmatik olay, bir çocuğun yaşamına veya bedensel bütünlüğüne tehdit oluşturan korkutucu, tehlikeli veya şiddet içeren bir olaydır. Sevilen birinin hayatını veya fiziksel güvenliğini tehdit eden travmatik bir olaya tanıklık etmek de travmatik olabilir. Bu durum özellikle küçük çocuklar için önemlidir çünkü güvenlik duyguları bağlandıkları kişilerin algılanan güvenliğine bağlıdır.
Travmatik deneyimler, olaydan uzun süre sonra da devam edebilen güçlü duygulara ve fiziksel tepkilere yol açabilir. Çocuklar dehşet, çaresizlik veya korkunun yanı sıra kalp çarpıntısı, kusma, bağırsak veya mesane kontrolünün kaybı gibi fizyolojik tepkiler de hissedebilir. Travmatik deneyimin sonuçlarından kaçınmak için kendilerini koruyamayan veya başkalarından korunamayan çocuklar da fiziksel ve duygusal tepkilerin yoğunluğundan bunalmış hissedebilirler.
Yetişkinler çocukları güvende tutmak için çok çalışsalar da tehlikeli olaylar yine de meydana gelebilir. Bu tehlike aile dışından (doğal afet, araba kazası, okulda silahlı saldırı veya toplumsal şiddet gibi) veya aile içi şiddet, fiziksel veya cinsel istismar veya sevilen birinin beklenmedik ölümü gibi aile içinden gelebilir.
Hangi Deneyimler Travmatik Olabilir?
*Fiziksel, cinsel veya psikolojik istismar ve ihmal (insan ticareti dahil)
*Doğal ve teknolojik felaketler veya terörizm
*Aile içi veya toplumsal şiddet
*Sevilen birinin ani veya şiddetli kaybı
*Madde kullanım bozukluğu (kişisel veya ailesel)
*Mültecilik ve savaş deneyimleri (işkence dahil)
*Ciddi kazalar veya yaşamı tehdit eden hastalıklar
*Askeri aile ile ilgili stres faktörleri (örn. konuşlanma, ebeveyn kaybı veya yaralanması)
*Çocuklar hayatlarından endişe ettikleri, yaralanacaklarına inandıkları, şiddete tanık oldukları veya sevdikleri birini trajik bir şekilde kaybettikleri durumlarda çocuk travmatik stresi belirtileri gösterebilirler.
Çocuk Travmatik Stresi Nedir?
Çocuk travmatik stresinden muzdarip çocuklar, yaşamları boyunca bir veya daha fazla travmaya maruz kalan ve olaylar sona erdikten sonra da devam eden ve günlük yaşamlarını etkileyen tepkiler geliştiren çocuklardır. Travmatik tepkiler arasında yoğun ve devam eden duygusal üzüntü, depresif belirtiler veya anksiyete, davranış değişiklikleri, öz düzenleme güçlükleri, başkalarıyla ilişki kurma veya bağlanma sorunları, daha önce edinilen becerilerde gerileme veya kayıp, dikkat ve akademik güçlükler, kabuslar, uyku ve yemek yeme güçlükleri, ağrılar, sızılar gibi fiziksel belirtiler ve çeşitli tepkiler yer alabilir. Daha büyük çocuklar uyuşturucu veya alkol kullanabilir, riskli davranışlarda bulunabilir veya sağlıksız cinsel aktivitelerde bulunabilir.
Travmatik stresten muzdarip çocuklar, travmatik olay bir şekilde hatırlatıldığında genellikle bu tür belirtiler gösterirler. Birçoğumuz zaman zaman strese karşı tepkiler verebilsek de, bir çocuk travmatik stres yaşadığında, bu tepkiler çocuğun günlük yaşamına, işlev görme ve başkalarıyla etkileşim kurma becerisine müdahale eder. Çocuklar hiçbir yaşta travmatik deneyimlerin etkilerine karşı bağışık değildir. Bebekler ve küçük çocuklar bile travmatik stres yaşayabilir. Travmatik stresin ortaya çıkış şekli çocuktan çocuğa değişir ve çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine bağlıdır.
Tedavi edilmediği takdirde, çocukluk çağında travmatik olaylara tekrar tekrar maruz kalmak beyni ve sinir sistemini etkileyebilir ve sağlık açısından riskli davranışları (örn. sigara içme, yeme bozuklukları, madde kullanımı ve yüksek riskli faaliyetler) artırabilir. Araştırmalar, travma mağduru çocukların uzun vadeli sağlık sorunları (örn. diyabet ve kalp hastalığı) yaşama veya daha erken yaşta ölme olasılıklarının daha yüksek olabileceğini göstermektedir. Travmatik stres ayrıca sağlık ve ruh sağlığı hizmetlerinin daha fazla kullanılmasına, çocuk refahı ve çocuk adalet sistemlerine daha fazla dahil olunmasına yol açabilir. Travmatik olaylardan kurtulan yetişkinler de tatmin edici ilişkiler kurmakta ve istihdamı sürdürmekte zorluk yaşayabilir.
Hatırlatmalar ve Sıkıntılar
Travmatik deneyimler, çocukların hayatlarında zorlu ve zorlayıcı olabilecek bir dizi değişikliği harekete geçirebilir. Bunlar arasında yaşadıkları yer, okula gittikleri yer, kiminle yaşadıkları ve günlük rutinlerindeki değişiklikler yer alabilir. Artık kendileri veya başkaları için yaralanma veya engellilikle yaşıyor olabilirler. Devam eden ceza veya hukuk davaları olabilir.
Travmatik deneyimler, yıllarca devam edebilecek bir hatırlatma mirası bırakır. Bu hatırlatıcılar travmatik deneyimin yönleri, koşulları ve sonrasıyla bağlantılıdır. Çocuklara kişiler, yerler, nesneler, durumlar, yıldönümleri veya yenilenen korku veya üzüntü gibi duygular hatırlatılabilir. Fiziksel tepkiler de hatırlatıcı olabilir, örneğin kalp atış hızının artması veya bedensel hisler. Çocukların travma ve kayıp hatırlatıcılarına verdikleri tepkileri belirlemek, çocukların sıkıntılarının, davranışlarının ve işlevlerinin zaman içinde nasıl ve neden dalgalandığını anlamak için önemli bir araçtır. Travma ve kayıp hatırlatıcıları aile içinde, arkadaşlar arasında, okullarda ve topluluklar arasında yankılanarak çocukların, ailelerin ve toplulukların iyileşme becerilerini güçlü bir şekilde etkileyebilir. Travma ve kayıp hatırlatıcılarının ele alınması, devam eden uyumun iyileştirilmesi için kritik öneme sahiptir.
Risk ve Koruyucu Faktörler
Neyse ki, çocuklar travmatik bir olay yaşasalar bile, her zaman travmatik stres geliştirmezler. Çocuğun geçmişte travma yaşayıp yaşamadığı da dahil olmak üzere birçok faktör semptomlara katkıda bulunur ve çocuk, aile ve toplum düzeyindeki koruyucu faktörler travmanın olumsuz etkisini azaltabilir. Dikkate alınması gereken bazı faktörler şunlardır:
*Olayın ciddiyeti. Olay ne kadar ciddiydi? Çocuk veya sevdiği biri fiziksel olarak ne kadar kötü yaralandı? Kendisinin veya sevdiği birinin hastaneye gitmesi gerekti mi? Polis olaya karıştı mı? Çocuklar bakıcılarından ayrıldı mı? Bir müdür, polis memuru veya danışman tarafından sorgulandılar mı? Bir arkadaş veya aile üyesi öldü mü?
*Olaya yakınlık. Çocuk gerçekten olayın meydana geldiği yerde miydi? Olayın başka birinin başına geldiğini gördüler mi ya da kurban mıydılar? Çocuk olayı televizyonda mı izledi? Sevdikleri birinin olanlarla ilgili konuştuğunu duydular mı?
*Bakım verenlerin tepkileri. Çocuğun ailesi onun doğruyu söylediğine inanıyor muydu? Bakıcılar çocuğun tepkilerini ciddiye aldı mı? Bakıcılar çocuğun ihtiyaçlarına nasıl yanıt verdiler ve kendileri olayla nasıl başa çıktılar?
*Önceki travma geçmişi. Sürekli olarak travmatik olaylara maruz kalan çocukların travmatik stres tepkileri geliştirme olasılığı daha yüksektir.
*Aile ve toplum faktörleri. Çocukların, ailelerinin ve toplumlarının kültürü, ırkı ve etnik kökeni koruyucu bir faktör olabilir; bu da çocukların ve ailelerin travmatik deneyimlerin ve sonrasında yaşananların zararlı etkilerine karşı tampon görevi gören niteliklere ve/veya kaynaklara sahip olduğu anlamına gelir. Bu koruyucu faktörlerden biri çocuğun kültürel kimliği olabilir. Kültür genellikle çocukların, ailelerinin ve toplumlarının travmatik bir deneyime nasıl tepki verdikleri, bu deneyimi nasıl atlattıkları ve iyileştikleri üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Bununla birlikte, ırkçılık ve ayrımcılık deneyimleri bir çocuğun travmatik stres semptomları riskini artırabilir.
Kaynak:
https://www.nctsn.org/
Bir danışanınız varsa, utanç veya travma ile mücadele eden birini tanıyor-sanız, MUSE TDM’de bize ulaşın. Altta yatan biopsikososyal travmayı ele alan etkili bir program(yatılı ve camping de dahil) ve ayakta müdahale tera-pileri sağlayarak terapötik sonuçları iyileştirebileceğimize ve yanlış teşhisten kaçınabileceğimize inanıyoruz. Gerçekçi ve uzun süreli iyileşmeye giden yolu bulmanıza yardımcı olmamıza izin verin. Daha fazla bilgi için bizi bu-gün arayın.
TÜRKİYE: 009 0546 108 1881, 009 0530 696 00 900